Search Travelogueress

Friday, 22 July 2011

Peru Son Bölüm & Arjantin Bölüm II


Tarih: 24 Aralık 2010
Gün: Cuma
Yer: Jorge Chavez Havaalanı, Lima
Sabah erkenden ana meydanını Noel kutlamalarına hazırlamış Cusco’dan ayrıldık. Yüzlerce Perulu köylerden şehre inmiş, Noel arifesinde fakirlere dağıtılan yiyecek ve hediyeler için sıraya girmişti.
Cusco’nun ana meydanı, köylerden getirdikleri ot ve diğer ürünleri satanlarla doluydu. 
Aslında görüntü sevinçten uzak, daha çok üzüntü vericiydi. Köylülerin ne kadar fakir, aç ve üşümüş oldukları, kendileri için bu önemli günde bir bardak sıcak çikolata için sıraya girmelerinde, burnu akmış, gözleri çapaklı, yüzleri ve ayakları tozdan grileşmiş, etekleri yırtık, ayakkabıları sökülmüş çocuklardan belliydi.
Lima havaalanına vardığımızda elimizde kalan az miktar Sola’yı (Peru parası) harcamak için kafeteryadan bir şeyler almak istedik ama elimizdeki paranın sahte olduğu ortaya çıktı. F. acayip sinirlendi bu duruma. Ama şansımıza çok kibar ve yardımsever bir adam bizden sahte parayı alıp yerine gerçek para vermeyi önerdi. Kendisi daha sonra bu sahte parayı bankada değiştirebileceğini söyledi. Böylece kötü ve sinir bozucu bir durumdan, çok hoş ve hatıra değerinde bir olay yaşamış olduk. Şimdi Buenos Aires’e gidecek uçağımızın içinde havalanmayı bekliyoruz.
 

LAN Havayolları’nın Arjantin ayağının hosteslerinin güzellikleri ve alımları hemen kendini fark ettirdi. Ancak Arjantin hava sahasında 2 dakika kadar yaşadığımız korkunç burgaç Kenya’da yaşadığım panik atağı az da olsa bir nevi tekrar yaşattı. Atak sırasında zavallı F.’in elini tırnaklarımla kesmişim ve yine gözyaşları aktı ama neyse ki çok sürmedi. Uçakta çocukların olması, düşmeyeceğimizden emin olmamı sağladı ayrıca. Yaratanın buna sebep olacağını sanmam. Korkudan ilk aklıma gelen annem ve babamın ne düşünür olacağı oldu. Onlara bunu asla yapmak istemem.

Buenos Aires’te hava inanılmaz güzel. Güneşli, sıcak ve gökyüzü masmavi. Peru’daki değişken, soğuk ve yağmurlu havadan sonra burası o kadar hoş geliyor ki. Topografi de oldukça farklı. Yeşil ama ne Brezilya kadar yeşil ne de Peru kadar dağlarla kaplı. Daha düz bir alan. Gecekondu mahalleleri olsa da, Rio’daki kadar geniş değiller. Havaalanından şehre giden yol, Almanya köylerini andıran hoş villalarla, Barselona ve Madrid’i andıran apartman binalarıyla dolu. Şehir merkezi ise Paris ve New York karışımı bir yer.

Caddeler geniş. Modern betonarme binalar olsa da, Parizyen binalar çoğunlukta. Şehir ve insanları şık, güzel görünümlü, kibar. Tam benim tarzım bir şehir. Aklımdan keşke New York Buenos Aires gibi bir şehir olsaydı diye geçirdim. O zaman yaşanılır, güzel bir yer olurdu.

Opera binası ve meşhur Recoletta Mahallesi yakınındaki Las Americas Oteli’nde 605 numaralı odamıza yerleştik. Noel arifesi olduğu için hiçbir mağaza veya restoranı açık bulmak mümkün değil. Herkes bu akşamı aileleriyle Noel yemeği yiyerek ve kilisede ayine katılarak geçiriyor tabii. Sadece bir tane yemek yenilecek bir yer bulduk. Hiç seçeneğimiz yoktu.

Sanki Arjantin’de Peru ve Brezilya’dan daha az İngilizce konuşuyorlar gibi. Ama İspanyolcaları da neredeyse İtalyanca ve Portekizce karışımı. Bir şey değil için Prego, teşekkür için Obrigado diyebiliyorlar. Ama şimdiye kadar Güney Amerika’da her yerde gördüğümüz gibi bizlere yardım etmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar ve çok cana yakınlar. Restorandan çıkarken garsonun beni öpmesi de ilginçti…

NOTLAR:
-          Türkiye dışında, ilk defa sadece Brezilya ve Peru’da ben söylemeden adım doğru telaffuz ediliyor!

All photos, Copyright Travelogueress

No comments:

Post a Comment