21 Aralık 2013, Cumartesi
Perdelo, Varenna, Komo Gölü, İtalya
17 yıl sonra tekrardan
ilk defa Milano Havaalanı’na iner inmez ilk dikkat çeken yerlilerin hiç zoraki
olmayan doğal şıklıklarının ön plana çıkmasıydı ve maalesef 9 yıl önceki İtalya
seyahatim gibi kış mevsimine denk geldiğimiz için havanın oldukça soğuk, kapalı
ve yağmurlu oluşuydu.
Kiraladığımız arabayla
Milano’nun içine hiç girmeden, Kuzey İtalya’nın sanayi bölgelerini geride bırakıp,
iki saatlik bir sürüşten sonra Komo Gölü etrafındaki Varenna kasabasına bağlı
Perdelo Köycü’nde kiraladığımız daireye vardık. Kışın havanın erken kararmasıyla,
tırmandığımız keskin, dolambaçlı ve sisli yollar ilk başta ürkütücüydü. Dağların
içine oyulmuş kilometrelerce uzunluktaki ve bol sayıdaki tüneller ise oldukça
etkileyici.
Varenna ’da Quattro Pass
isimli restoranda leziz bir aksam yemeğiyle yorgunluğumuzu attık ve 27 aylık kızım
L. itiraz etmeden kolayca uykuya dalınca oldukça iyiydik. Ancak şu anda tuvalet
eğitiminden geçtiği için gece 4’te tuvalet isteğiyle uyandı ve sabah 7’ye kadar
tekrar uyumadı. Bu nedenle bugüne biraz yorgun başladık.
Ancak kaldığımız dairenin
panjurlarını açıp, karşımızda muhteşem kar kaplı dağların ve Komo Gölü’nün manzarasını
görünce, kendimizi tekrardan iyi hissettik.
Bizi Bellagio kasabasına götürecek
feribotla zamanımız uyuşmayınca, gezimize karayoluyla devam etme kararı aldık.
Gün içinde Varenna’nin sevimliliği
daha bir belli oluyordu. Bellagio ise sevimli, şık, romantik, tam bir İtalyan kasabası.
Yolda Lecco gibi büyükçe şehirlerden geçince oldukça şaşırdım açıkçası. Güzelim,
beyaz kaplı İtalyan Alplerinin eteklerinde ve Avrupa’nın en derin gölü, koca
Komo’nun etrafında sadece küçük köyler ve kasabalar görürüz sanmıştım. Yol
boyunca dağ, gol ve yeşillik manzarasının güzelliği ve ihtişamı yanında, yer
yer muhteşem, yer yer zarif 19. yüzyıl İtalyan villa mimarisin birçok örneğini görmek
araba sürüşünü çok zevkli kılıyor.
Ancak Laglio’daki George Clooney’e ait villa
ya da Lenno’da çekilmiş Casino Royale isimli James Bond ve Star Wars
filmlerinin mekânı olarak kullanılmış villayı yoldan görmek mümkün değil. Çoğu villayı
gölden görmek daha kolay ve anlamlı olsa gerek. Komo şehri Komo Gölü etrafındaki
en büyük ve kalabalık yerleşim. Tiyatrosu, tren istasyonu, okulları, bankaları,
iş yerleriyle tam bir büyük şehir.
Komo ’ya yakın Menaggio kasabası
çevresinde villalarin ihtişamını yoldan görmek çok daha kolay. Bu şaşırtıcı genişlikteki
gölün etrafındaki yollar, karlı dağ manzarasını varsaymazsak, İstanbul’daki Ortaköy
-Sarıyer arasındaki Boğaz yolunu inanılmaz andırıyor.
22 Aralık 2013, Pazar, Perdelo, Varenna, Komo Gölü
Bu bölgeye kesin yaz,
sonbahar ya da ilkbaharda gelinmeli. Ancak o dönemlerde yoğun sis, yağmur ve soğuk
hava ile karşılaşılmadan rahat rahat manzaranın tadı çıkarılabilir ve görülmesi
gereken yerler görülebilir. En iyi şekilde ancak gölde yapılan gezilerle görülebilen
villalar, Cernobbia bölgesi ve doğayı algılayabilmek için kiralanan tekneler
Nisan-Mayıs aylarından önce çalışmıyorlar. Burası bir dağ merkezi olsa da,
kayak olmadığı ve özelliği gölün etrafındaki villalar, mimari ve doğa olduğu için
kış yerine diğer mevsimlerde gelmek daha iyi olur.
24 Aralık 2013, Salı, Portofino
Yoğun sisli Varenna ve
Komo Gölü’nü geride bırakıp, yaklaşık 4 saatlik yorucu, sağmak yağış altında
bir araba yolculuğu sonunda Cinque Terre Milli Parkı’na vardık. Ancak burada
mevsimin büyük azizliğine kapılarak, yoğun sis nedeniyle hiçbir şey göremedik
ve açıkçası bu hava koşulları altında keskin dönemeçli dağ yollarında daha
fazla araba kullanmak istemediğimizden, bu akşamki ve son durağımız olan Portofino
’ya doğru yola çıktık.
Bu bölgeye ve son olarak Portofino
‘ya vardığımızda, keşke bütün kış tatilimizi Portofino ’da geçirseymişiz dedik.
Burada hava çok daha yumuşak, güneş yüzünü gösteriyor ve deniz, kayalıklar,
sahiller, ormanlar, yamaçlar ve mimari muhteşem.
Kaldığımız otel Domina
Piccolo Hotel’in 208 numaralı odasından harika bir deniz manzaramız var.
Otel dıştan
tipik bir İtalyan villasını andırsa da, içi modernize edilmiş.
Portofino ününe yaraşır
sevimlilikte bir kasaba.
En sonunda burada dinlenebilecekmişiz gibi geliyor.
Geçen yıl bugün Los Angeles’taydık. 25’I ise benim için özel ve asla
unutulmaz bir gündü. Ama sanki bir ömür önceydi, geçen yıl değil. Son yıl içinde
neler oldu neler…
All Copyright Travelogueress.blogspot.com
No comments:
Post a Comment