Search Travelogueress

Friday, 16 April 2010

MALTA: A PLANET WITHOUT TREES

Malta is a rocky island stuck in between Europe and Africa where green is rare to find. Due to its historical connections with the Ottomans, I had always wanted to explore this country. As soon as we arrived in the airport lounge, the Maltese language grabbed my attention. First, the language sounds a bit like Turkish, then it transforms itself into Arabic and finally into Italian. Malta’s geographical location and its history may be the cause of this blend of Italian and Arabic languages on this island.


Cities in Malta are very small. In this country, which has joined the EU relatively recently, traveling between cities is easy and quick with public transport buses, which were manufactured in India in the 1970s. As soon as you enter through the gates of the capital city Valetta, which is a UNESCO world heritage site, you find yourself on the buzzing main street of the city. The yellow stone-built houses in the old town of Valetta add a mysterious charm to the city. A simple way of navigating the narrow streets and the sea side of Valetta is through renting horse carriages.

I would recommend sitting in one of the cafes in Sliema and while sipping your coffee getting a dominant view of the Valetta Place across the pond. Your best options for dinner are in the Italian restaurants with the sea view around the St. Julian Bay.

The one must-see city in Malta is Mdina. The Mdina buses stop by a town called Mosta on their way to their final destination. Here you will have the opportunity to visit the Mosta Cathedral with the magnificent dome. In Mdina, you’ll find yourself in a different century. In this town where cars are not allowed, you will see the remnants of the Romans and the Arabs and you can easily get lost in the winding streets. No matter where in Mdina, you can be sure of encountering a beautiful building or landscape.

Even if you can spare only a weekend to visit this island, which is sunny almost every day of the year, you can manage to see a lot because of the size. If you are looking for a beach holiday, you should try St. Julian, Gozo or Qawra. Unfortunately, Malta has also been caught up in the swirl of tourists, which caused unsavory high-rise hotel buildings to be constructed on the seaside. To avoid disappointment, make sure you do thorough research about the region and hotels before your visit.
All photos, Copyright Travelogueress

MALTA: Ağaçsız gezegen

Akdeniz’in Avrupa ve Afrika arasına sıkışmış, yeşilliğin ender, kayalıkların bol bulunduğu bir ada ülkesi Malta. Osmanlı tarihiyle olan bağlantısından dolayı hep keşfetmek istemiş olduğum bu ülke, daha havaalanına iner inmez kulağıma ilişen lisanıyla dikkatimi çekiyor. İlk önce Türkçe gibi duyulan bu lisan hemen kendini İtalyancaya ardından Arapçaya çeviriyor. Malta’nın konumu ve tarihiyle bağlantılı olan bu özellik, lisanın İtalyanca ve Arapça karışımı bir sentez olmasını sağlamış.


Malta’da şehirler oldukça küçük. AB’ye yakın zamanda girmiş olan bu ülkede şehirler arası yolculuk 1970’li yıllardan kalma Hindistan yapımlı belediye otobüsleriyle yapılıyor. UNESCO Dünya Mirasları arasında bulunan başkent Valetta şehir kapısından girer girmez kendinizi hayatın odaklandığı ana caddede buluyorsunuz. Sarı taş malzemelerle inşaa edilmiş cumbalı eski evler de şehre hoş bir tılsım katıyor. Valetta’nın dar sokaklarını ve deniz kenarını dolaşmanın rahat yollarından biri atlı araba kiralamak.

Sliema’nın koyundaki kafelerden birinde oturup Valetta şehir manzarısını karşınıza alıp kahvenizi yudumlamanızı tavsiye ederim. Akşam yemeğinizi de St. Julian koyu etrafındaki deniz manzaralı İtalyan restaurantlarından birinde yiyebilirsiniz.

Malta’da en çok görülmesi gereken şehir Mdina. Mdina yolunda belediye otobüsü Mosta şehrinde duraklayacaktır. Burada görkemli bir kubbesi olan Mosta Katedrali’ni ziyaret etmek için fırsatınız olacaktır. Mdina’da ise kendinizi farklı bir yüzyılda bulacaksınız. Arabaların sokulmadığı bu kentte kendinizi rahatça Arap ve Roma’lıların etkisinin kalıcı olduğu dolambaçlı sokaklarında kaybedebilirsiniz. Ancak her zaman güzel bir bina veya manzarayla karşılaşacağınızdan şüpheniz olmasın.

Neredeyse yılın her günü güneşli olan bu adaya bir haftasonunuzu ayırıp gitseniz bile, boyutundan dolayı çok gezip görmeniz mümkün. Aradığınız plaj tatili ise, yörüngeniz St. Julian, Qawra veya Gozo olmalı. Malta da turist girdabına kapılıp, koylarda tatsız otel binalarının yükseldiği bir kaderden müstarip. Hayal kırıklığını önlemek için kalacağınız bölge ve otel hakkında iyi araştırma yapın.
All photos, Copyright Travelogueress